Asya çeliği zayıf taleple baskı altında
Çin’de talep gevşedi, HRC akışları yön değiştiriyor, koruma duvarları yükseliyor; Asya çeliğinde temkinli fiyat seyri sürüyor.
Çin’de talep gevşedi, HRC akışları yön değiştiriyor, koruma duvarları yükseliyor; Asya çeliğinde temkinli fiyat seyri sürüyor.
Asya çelik piyasası 2025’in son çeyreğine zayıf iç talep, ticarette artan kısıtlamalar ve yüksek stokların aynı anda baskı kurduğu bir ortamda giriyor. Çin, Hindistan ve Güneydoğu Asya’da tüketimin ivme kaybetmesi ve ihracata getirilen yeni engeller, bölgesel fiyatların üzerinde aşağı yönlü baskıyı güçlendiriyor.
Kış aylarının başlamasıyla Çin’de inşaat faaliyetleri yavaşladı; yerli talepteki zayıflama ihracatı yeniden öne çıkardı. Eylül–ekimde artış sinyalleri görülse de yıl genelinde çelik ihracatının yaklaşık 110 milyon ton civarında yatay seyretmesi bekleniyor. Ekim itibarıyla vergi avantajı sağlayan ihracat kanallarının sıkı denetime alınması bazı siparişleri öne çekerken toplam ihracat performansını sınırladı. Jeopolitik belirsizliklerin artması da üretim artışının sürdürülebilirliğine gölge düşürüyor.
Güneydoğu Asya’da hızlanan korumacılık sıcak haddelenmiş sac piyasasını zorlu bir zemine taşıdı. Vietnam, geniş sacda damping soruşturması açarken temmuzdan bu yana uygulanan yüzde 23–28 bandındaki ek vergiler yürürlükte kaldı. Bu koşullarda Çin çıkışlı sevkiyatlar yavaşlarken Malezya, Endonezya ve Hindistan alternatif tedarik kanalları olarak öne çıktı. Hindistanlı üreticiler eylül sonunda 3 mm HRC’yi Vietnam’a ton başına 507 dolar seviyesinde fiyatlayarak rekabete dahil oldu; Çin dışı tedarikçilerden Vietnam’a yapılan HRC işlemleri ikinci çeyrekte 13 iken üçüncü çeyrekte 25’e yükseldi. Hindistan’da ise nisan ayında devreye giren yüzde 12’lik koruma vergisi ve Vietnam menşeli HRC’ye açılan antidamping soruşturması sonrası, bitmiş çelik ithalatı nisan–eylül döneminde yüzde 29,4 geriledi.
Asya’daki durağan talep görünümü, Ortadoğu pazarlarının cazibesiyle dengelenmeye çalışılıyor. Çinli üreticilerin Suudi Arabistan’a sevkiyatları yılın ilk dokuz ayında yıllık bazda yüzde 41 artarak 4,8 milyon tona yükseldi. Uzun ürün ihracatı neredeyse iki katına, yarı mamul arzı ise altı kattan fazla arttı. Ancak krallığın NEOM projesinde önceliklerin değişmesi bu iştahın kalıcılığına ilişkin soru işaretlerini canlı tutuyor. Aynı dönemde Çin’in ihracatı Filipinler’e yüzde 32,5, Endonezya’ya yüzde 27,5 ve Tayland’a yüzde 26,8 artarken; Vietnam ve Güney Kore’ye sevkiyatlar sırasıyla yüzde 24,8 ve yüzde 6,1 geriledi. Dağılım, daha az kısıtlı pazarlara yönelimin güçlendiğine işaret ediyor.
Küresel talep zayıf kalsa da Çin, arz fazlasını yönetebilmek için yarı mamul ihracatını artırdı. Gümrük verileri, ikinci çeyrekte aylık ortalama 628 bin ton olan yarı mamul ihracatının temmuzda 852 bin tona, ağustosta 1,14 milyon tona çıktığını gösteriyor; kompozisyonda kare kütük belirgin ağırlık taşıdı. Piyasa kaynakları, ihracatta olası bir yavaşlamanın dördüncü çeyrekte iç piyasada arz fazlasını büyütebileceğini ve bunun fiyatlar üzerinde yeni bir aşağı yönlü baskı yaratabileceğini belirtiyor.
Genel görünüm, korumacılığın derinleştiği, talebin kırılgan kaldığı ve akışların daha az kısıtlı pazarlara kaydığı bir dönemi işaret ediyor. Kısa vadede temkinli seyir korunurken, 2026 başına uzanan daha dengeli bir patika için talep tarafında kalıcı toparlanma ve ticaret cephesinde daha öngörülebilir bir çerçeve gerekiyor.
Kaynak: Ekonomim Gazetesi Yazarı Evrim Küçük.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.