Ekinciler Demir Çelik’i ve sizi tanıyabilir miyiz?
Ekinciler Demir ve Çelik Sanayi A.Ş. (EKDEMİR), kökleri 1960’lı yıllara dayanan Ekinciler Holding bünyesinde faaliyet gösteren, Türkiye’nin en köklü ve öncü çelik üreticilerinden biridir. Temelleri 1964 yılında Adana’da, merhum Ali Ekinci tarafından Ali Ekinci Ticarethanesi adıyla atılmış; sanayinin ülke kalkınmasındaki stratejik rolünü erken fark eden kurucumuzun vizyoner yaklaşımıyla, kısa sürede güçlü bir sanayi hareketine dönüşmüştür.
Markamızın büyüme yolculuğunda bir dönüm noktası...
“1983’te İskenderun’da devreye alınan ve bölgenin ilk özel çelik tesis yatırımının önemli bir payı var”
1976 yılında Karabük’te devreye alınan haddehane ile üretim gücünü artıran Ekinciler, kısa sürede dış ticaret ve lojistik faaliyetlerini entegre ederek bölgesinin ilk entegre demir-çelik yapılanmalarından biri haline gelmiştir.
1983 yılında İskenderun’da faaliyete geçen bölgenin ilk özel çelik tesisi ise markamızın büyüme yolculuğunda bir dönüm noktası olmuş, Ekinciler’i Türk çeliğinin global temsilcileri arasına taşımıştır.
Bugün Ekinciler Demir ve Çelik, yıllık 1,5 milyon tona yaklaşan üretim kapasitesi, çevre dostu teknolojileri ve uluslararası kalite standartlarına uygun üretim anlayışıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Her kalite çelikte uluslararası taleplere yanıt verebilen üretim altyapımız, aynı zamanda deprem güvenliği yüksek yapılara değer katan çelik çözümler üretmemizi sağlamaktadır.
“Türkiye’nin ilk patentli depreme dayanıklı inşaat çeliği markası Eksismik Plus”
Bu vizyon doğrultusunda geliştirdiğimiz, Türkiye’nin ilk patentli depreme dayanıklı inşaat çeliği markası Eksismik Plus, üstün dayanım gücü, düşük karbon ayak izi ve yenilikçi üretim teknolojisiyle güvenli, sürdürülebilir yapıların temelini oluşturmaktadır. Yarım asrı aşan deneyimimizin ışığında, “Mirastan Geleceğe” vizyonuyla hareket eden Ekinciler Demir ve Çelik, kalite, güven ve sürdürülebilir üretim anlayışını merkeze alarak Türkiye’nin sanayi gücünü global ölçekte temsil etmeye kararlılıkla devam etmektedir.
“Ekinciler Limanı, grubumuzun sanayi ve ticaret sinerjisini destekleyen bir altyapı olarak öne çıkıyor”
Ekinciler Demir Çelik sektörde 60. yılını geride bırakırken, bu başarılı yolculuğun ana etmenleri neler oldu?
1983 yılında İskenderun’da bölgenin ilk özel çelik tesisini faaliyete geçirmemiz, üretim gücümüzü sanayi tarihimizde kalıcı bir yere taşımıştır. Bu büyüme sürecinin devamında, 1985 yılında kurulan – EKMAR Denizcilik ve Gemi Acenteliği A.Ş. ile uluslararası lojistik pazarlarına açılan güçlü bir ticaret kanalı oluşturulmuş; böylece yalnızca üretimde değil, global çelik ticaretinde de rekabet gücü yüksek bir oyuncu haline gelinmiştir.
“Yakın dönemde tamamlanan yeni yatırımımızla birlikte liman kapasitemiz 12 milyon tona ulaştı”
Bugün bu entegre yapının en stratejik unsurlarından biri olan Ekinciler Limanı, grubumuzun sanayi ve ticaret sinerjisini destekleyen bir altyapı olarak öne çıkmaktadır.
Yakın dönemde tamamlanan yeni yatırımımızla birlikte liman kapasitemiz 12 milyon tona ulaşmış, Doğu Akdeniz’in en büyük özel limanlarından biri konumuna gelmiştir. Bu yatırım, yalnızca kapasite artışı değil, aynı zamanda lojistikte verimlilik, çevresel sürdürülebilirlik ve uluslararası rekabet gücü açısından da önemli bir sıçrama anlamına gelmektedir. Bugün geldiğimiz noktada Ekinciler Demir ve Çelik, üretim, ticaret ve lojistik faaliyetlerini tek çatı altında bütünleştiren yapısıyla, “üreten, ihraç eden ve dünyaya açılan bir sanayi ekosistemi” olarak faaliyet göstermektedir. Bu başarı yolculuğunun ardında, altmış yılı aşan köklü bir mirasın yanı sıra, değişimi doğru okuyan, teknolojiyi sürdürülebilirlik odağında değerlendiren bir yönetim anlayışı yatmaktadır.
“Modern tesislerimizde, uluslararası standartlara uygun, yüksek mukavemetli ve kaliteli inşaat demiri üretiyoruz”
Firmanız bünyesinde hangi faaliyetler gösteriliyor, müşterilerinize sunmuş olduğunuz ürün ve hizmetlerden bahseder misiniz?
Ana üretim kalemimiz inşaat demiridir. Modern tesislerimizde, uluslararası standartlara uygun, yüksek mukavemetli ve kaliteli inşaat demiri üretiyor; altyapı projelerinden konutlara, endüstriyel yapılardan köprü, yol ve liman projelerine kadar çok geniş bir kullanım alanına hizmet ediyoruz. Üretim gücümüzün en önemli unsurlarından biri, haddehanemizde kullandığımız monoblok hadde teknolojisidir. Bu teknoloji sayesinde, standartların izin verdiği tolerans aralıklarında daha hafif inşaat demiri üretip aynı tonajda daha fazla ürün elde edebiliyoruz. Bu özellik, özellikle depreme dayanıklı bina yapımlarında tercih edilmemizi sağlıyor. Ayrıca monoblok sistem, yüksek proses kontrolü ve homojen üretim yapısıyla ürünlerimizin mukavemet değerlerini uluslararası standartların da üzerine çıkarıyor.
“Başta Orta Doğu, Orta ve Doğu Afrika ile Avrupa olmak üzere 60’tan fazla ülkeye düzenli ihracat yapıyoruz”
Sahip olduğumuz üretim teknolojileri, kalite kontrol sistemlerimiz ve müşteri odaklı yaklaşımımız sayesinde ürünlerimiz hem yurt içinde hem de ihracat pazarlarında yoğun talep görüyor. Başta Orta Doğu, Orta ve Doğu Afrika ile Avrupa olmak üzere 60’tan fazla ülkeye düzenli ihracat yapıyoruz. Ayrıca sürdürülebilirlik anlayışımız doğrultusunda, çevre dostu ve enerji verimliliği yüksek proseslerle üretim faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Müşteri memnuniyetini her zaman öncelikli hedefimiz olarak belirledik. Ürün çeşitliliğimizi ve kalite standartlarımızı sürekli geliştirerek sektördeki güçlü ve istikrarlı konumumuzu korumaya kararlıyız
“Suriye, Yemen, Kıbrıs ve Afrika ülkelerine yönelik güçlü sevkiyatlarımız ihracat dengemizi korudu”
2025 yılının ilk 9 ayını firmanız üretim-ihracat açısından nasıl geçirdi? 2026 yılına dair hedef ve beklentileriniz nelerdir?
2025 yılının ilk dokuz ayı, küresel çelik piyasalarındaki zorluklara rağmen üretim sürekliliği, ihracat performansında istikrar ve maliyet yönetiminde verimlilik açısından başarılı bir dönem olmuştur. İç piyasada özellikle kentsel dönüşüm ve altyapı yatırımlarının canlı seyretmesi, üretim hacmimizi desteklerken; dış pazarlarda Suriye, Yemen, Kıbrıs ve Afrika ülkelerine yönelik güçlü sevkiyatlarımız ihracat dengemizi korumamızı sağlamıştır.
“Limanımızın yeni kapasitesi, lojistik sürecinde önemli bir hız ve maliyet avantajı sağlıyor”
Bu dönemde, yıllık 1,5 milyon tona yaklaşan kapasitemiz yüksek verimlilikle değerlendirilmiş, üretim süreçlerinde çevre dostu teknolojiler ve otomasyon yatırımlarıyla enerji tüketimi ve karbon emisyonlarında düşüş sağlanmıştır. Ayrıca Ekinciler Limanı’nın 12 milyon tona ulaşan yeni kapasitesi, lojistik süreçlerde önemli bir hız ve maliyet avantajı yaratarak, ihracat operasyonlarımızı daha etkin hale getirmiştir.
İhracatın coğrafi dağılımında Suriye, Yemen ve Kıbrıs gibi yakın pazarlar başta olmak üzere birçok pazarda iş hacmimiz artmıştır. Bu bölgelerdeki ticaret ağımızın güçlenmesi, markamızın dayanıklı, güvenilir ve sürdürülebilir çelik çözümleriyle öne çıkmasını sağlamıştır.
2026 Stratejimiz: “Yüksek katma değerli ve yeşil üretim odaklı büyüme modelini güçlendirmek”
2026 yılı için stratejik önceliğimiz, yüksek katma değerli ve yeşil üretim odaklı büyüme modelini daha da güçlendirmektir. Bu doğrultuda, Eksismik Plus markalı depreme dayanıklı inşaat çeliklerinin ihracattaki payını artırmayı, üretim süreçlerinde dijital dönüşüm ve enerji verimliliği yatırımlarını hızlandırmayı hedefliyoruz. Ekinciler Limanı’nda devam eden dijitalleşme ve saha genişletme projeleriyle birlikte, 2026’da lojistik yapımızı Doğu Akdeniz’in bölgesel aktarma merkezi haline getirmeyi planlıyoruz.
Altı on yılı aşan deneyimimizin rehberliğinde, Ekinciler Demir ve Çelik olarak 2026’da da üretim, ticaret ve liman faaliyetlerimizi entegre bir yapıda büyütmeye; Türkiye’nin sanayi ve ihracat vizyonuna değer katmaya kararlılıkla devam edeceğiz.
Dış pazarlarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? İhracatta öne çıkan ülkeler hangileri? Belirlediğiniz bir hedef pazar var mı? AB’nin kotaları düşürmeye hazırlandığı bu dönemde siz nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Ekinciler Demir ve Çelik olarak ihracat faaliyetlerimizi, üretimden liman operasyonlarına uzanan entegre yapımızın sağladığı hız, esneklik ve güvenilirlik üzerine inşa ediyoruz. 2025 yılı itibarıyla ihracatımızın önemli bir bölümü Yemen, Suriye ve Kıbrıs gibi Türkiye’nin geleneksel olarak güçlü olduğu bölgesel pazarlara yönelmiştir. Bu ülkelerde, özellikle yeniden yapılanma projeleri ve altyapı yatırımları kapsamında Türk inşaat çeliğine olan talep artışı, istikrarlı sevkiyatlarımızı desteklemektedir.
“Balkan ülkelerinde Eksismik Plus markalı ürünlerimiz yoğun bir şekilde tercih ediliyor”
Bunun yanı sıra, Arnavutluk ve Kosova gibi Balkan ülkeleri de son yıllarda Türk çeliği açısından dikkat çekici bir büyüme göstermiştir. Bu pazarlarda yürütülen konut, altyapı ve sanayi projeleri, kalite ve teslim güvenilirliğiyle tanınan Eksismik Plus markalı ürünlerimizin tercih edilmesinde etkili olmaktadır.
“Batı ve Orta Afrika ülkelerinde pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz”
Afrika kıtası ise Ekinciler Demir ve Çelik’in önümüzdeki dönemde stratejik büyüme alanı olarak öne çıkmaktadır. Türk inşaat demiri, kıta genelinde yaklaşık %40’a ulaşan pazar payıyla güçlü bir konumda bulunuyor. Biz de bu potansiyeli daha ileri taşımak amacıyla, Batı ve Orta Afrika ülkelerinde pazar payımızı artırmayı, sürdürülebilir iş ortaklıkları kurarak kalıcı bir varlık oluşturmayı hedefliyoruz. Bu adımlar yalnızca şirketimizin ticari büyümesini değil, aynı zamanda Türkiye’nin ihracat gücünün ve ekonomik istikrarının desteklenmesini de amaçlamaktadır.
“İhracat stratejimizi pazar çeşitliliği ve esnek lojistik temeli üzerine kuruyoruz”
Avrupa Birliği’nin önümüzdeki dönemde kotaları düşürmeye hazırlandığı mevcut ortamda, Ekinciler olarak ihracat stratejimizi pazar çeşitliliği ve esnek lojistik temeli üzerine kurguluyoruz. İskenderun’daki 12 milyon ton kapasiteye ulaşan liman altyapımız, yeni pazarlara erişimde bize büyük bir avantaj sağlıyor. Bu sayede yalnızca Avrupa değil, Orta Doğu, Afrika ve Doğu Akdeniz ülkelerine yönelik sevkiyatlarımızı da kesintisiz sürdürebiliyoruz.
Sonuç olarak, Ekinciler Demir ve Çelik olarak dış pazarlarda büyümeyi sadece ticari bir hedef olarak değil; ülkemizin üretim, ihracat ve istihdam gücüne katkı sağlayan stratejik bir sorumluluk olarak görüyoruz.
“Avrupa Yeşil Mutabakatı, bizim için yükümlülükten öte stratejik bir fırsat”
Yeşil Mutabakat kapsamında üretim süreçlerinizde yaptığınız yenilikler nelerdir? Bu konuda neler söyleyebilirsiniz? Sürdürülebilir politikalarınızı ayrıntılı anlatabilir misiniz?”
Ekinciler Demir ve Çelik olarak, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın çelik sektörüne getirdiği dönüşümü bir yükümlülükten öte stratejik bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Çelik üretiminin doğası gereği enerji yoğun bir süreç olduğunu biliyor; bu nedenle çevresel etkileri azaltmaya yönelik adımlarımızı hem teknik hem de yönetsel düzeyde sistematik biçimde planlıyoruz.
Sürdürülebilirlik politikalarımız yalnızca çevresel değil, ekonomik ve toplumsal boyutları da kapsıyor. Tüm faaliyetlerimizde “döngüsel ekonomi” prensibini benimseyerek, hurda demiri birincil hammadde olarak kullanıyor ve böylece doğal kaynak tüketimini azaltıyoruz.
“Karbon ayak izinin izlenmesi ve raporlanması alanında yeni dijital altyapılar geliştiriyoruz”
Yeşil Mutabakat süreciyle birlikte, karbon ayak izinin izlenmesi ve raporlanması alanında da yeni dijital altyapılar geliştiriyoruz. Üretimden lojistiğe kadar tüm zinciri kapsayan “karbon şeffaflığı platformumuz”, hem iç denetim hem de dış paydaşlarla sürdürülebilirlik iletişimi açısından önemli bir araç haline gelmiştir.
“Limanımız Doğu Akdeniz bölgesinde stratejik bir lojistik üs konumundadır”
Liman işletmeciliğiniz hali hazırda devam ediyor. Ekinciler Limanı, demir çelik sektöründe önemli bir lojistik üs konumunda. Bu alanda yeni yatırımlarınız olacak mı?
Ekinciler Limanı, sadece grubumuzun üretim faaliyetlerini değil, aynı zamanda Türkiye’nin Doğu Akdeniz bölgesindeki dış ticaret akışını da destekleyen stratejik bir lojistik üs konumundadır. 1985 yılından bu yana faaliyet gösteren limanımız, yıllar içinde yapılan yatırımlarla çelik sektörü, dökme yük, genel kargo ve proje taşımacılığı alanlarında yüksek verimlilik sağlayan entegre bir terminal haline gelmiştir.
Son dönemde tamamladığımız yeni yatırımlar sayesinde liman altyapımızı önemli ölçüde güçlendirdik. A tipi gümrüklü antrepomuzun kapasitesi 32.000 metrekareye, açık depolama alanımız 100.000 metrekareye, kapalı depolama alanımız 20.000 metrekareye ve geçici depolama alanımız 32.000 metrekareye ulaşmıştır.
Ekinciler Limanı’nda gerçekleştirdiğimiz son yatırım hamlesiyle yalnızca kapasiteyi değil, operasyonel verimlilik ve çevresel sürdürülebilirlik standartlarını da ileriye taşıdık. Bu kapsamda filomuza, her biri 60 ton kaldırma kapasiteli iki adet 895 model elektrikli Sennebogen vinç ile 125 ton kapasiteli Gottwald 8B halatlı elektrikli mobil vinçler eklenmiştir. Bu yeni ekipmanlar sayesinde, ağır tonajlı yük operasyonlarında yükleme–boşaltma süreleri kısalmış, enerji tüketimi düşmüş ve karbon salımı minimuma indirilmiştir.
Tümü elektrikli sistemlerle çalışan bu modern vinç parkı, Ekinciler Limanı’nın çevre dostu, yüksek performanslı ve sürdürülebilir lojistik altyapı hedefinin somut bir göstergesidir.
Bu genişleme, hem yüksek hacimli yük operasyonlarında esneklik sağlamış hem de bölgedeki ithalat–ihracat trafiğini destekleyen modern bir lojistik altyapı yaratmıştır.
“Önümüzdeki dönemde yeşil liman konseptini daha da geliştireceğiz”
Ayrıca liman sahamızda gerçekleştirilen altyapı güçlendirme, saha betonlama ve dijital terminal yönetim sistemi yatırımları, operasyonel verimliliğimizi artırarak gemi bekleme sürelerini minimuma indirmiştir. Bu sayede Ekinciler Limanı, yalnızca kendi iç operasyonlarımızı değil, bölgedeki pek çok sanayi kuruluşunun da dış ticaret faaliyetlerini destekleyen bölgesel bir lojistik merkez konumuna gelmiştir.
Önümüzdeki dönemde amacımız, bu altyapıyı yeşil liman konseptine uygun şekilde daha da geliştirmek; enerji verimliliği, dijital izlenebilirlik ve çevre yönetimi odaklı yatırımlarla Doğu Akdeniz’in en sürdürülebilir özel limanlarından biri haline gelmektir.
Türkiye, Avrupa’nın en büyük uzun mamul üreticisi
Türkiye’de inşaat demiri sektörü hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne kadarlık bir ihtiyaç var? Siz bunun yüzde kaçını karşılıyorsunuz? Ayrıca inşaat demirinde ne kadarlık bir ihracat ve ithalat yapılmaktadır?
Türkiye, Avrupa’nın en büyük uzun mamul üreticisi konumunda olup, inşaat demiri ihracatında da dünya çapında ilk sırada gelmektedir. Ülkemizde yıllık inşaat demiri kullanımı yaklaşık 10 milyon ton seviyesindedir. Buna ek olarak, Türk çeliği özellikle Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa pazarlarında güçlü bir konuma sahip olup, yıllık 4 milyon tonun üzerinde ihracat hacmine ulaşmaktadır.
“İç piyasada yaklaşık %10’un üzerinde bir pazar payına sahibiz”
Ekinciler Demir ve Çelik olarak, yıllık 1,5 milyon tona yaklaşan kapasitemizle Türkiye’nin bu üretim gücü içinde önemli bir paya sahibiz. Üretimimizin büyük bölümü iç piyasa talebine yönelik olup, yaklaşık %10’un üzerinde bir pazar payı ile iç piyasada güçlü bir konumdayız. Bu pay, bölgesel talebi doğrudan karşılayan üretim kapasitemiz, kalite istikrarımız ve yaygın lojistik ağımız sayesinde istikrarlı biçimde korunmaktadır.
“Biz, üretim–ticaret–liman entegrasyonumuz sayesinde rekabet gücümüzü koruyoruz”
Globalde devam eden ekonomik yavaşlamanın sektör ve faaliyetlerinize etkisini değerlendirebilir misiniz? Dünyada ve Türkiye’de sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Küresel ölçekte yavaşlayan büyüme, çelik talebinde dalgalı ve bölgesel olarak ayrışan bir tablo yaratıyor. Konut ve özel sektör yatırımlarındaki temkinli duruş, talep görünümünü sınırlarken; kamu altyapı projeleri, enerji ve yeniden inşa programları talebi kısmi olarak dengeliyor. Bu çerçevede sektör; fiyat oynaklığı, finansman maliyetleri, korumacı önlemler ve karbon düzenlemeleri ekseninde yeni bir denge arıyor. Biz, üretim–ticaret–liman entegrasyonumuz sayesinde bu koşullarda maliyet esnekliği ve teslim güvenilirliği sağlayarak rekabet gücümüzü koruyoruz.
Türkiye özelinde orta-uzun vadede görünüm nötr-pozitif. Kentsel dönüşüm, deprem odaklı güçlendirme, altyapı ve enerji yatırımları iç talebi destekleyen ana sütunlar olmaya devam ediyor. İç piyasada yaklaşık 10 milyon tonluk inşaat demiri kullanımı ve buna ek 4 milyon ton civarında ihracat kapasitesi, Türkiye’yi bölgesel bir üretim ve ihracat üssü kılıyor.
Önümüzdeki dönemde sektörün yönünü belirleyecek üç ana etken:
1) Karbon ve yeşil dönüşüm,
2) Lojistik verimlilik ve tedarik güvenliği,
3) Ürün–pazar çeşitlendirmesi.
e dergi için tıklayınız

. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.