Dünyada korumacılık önlemleri hızla artıyor. ABD’nin %50’lik vergi kararının ardından, AB Komisyonu’nun yeni koruma önlemi teklifi piyasaları sarsmaya devam ediyor. AB, çelik ithalat kotalarını %47 oranında azaltmayı ve kotayı aşan ihracata %50 vergi uygulamayı hedefliyor. Bu düzenlemenin yürürlüğe girmesi hâlinde, Türkiye çelik sektörünün AB’ye ihracatı yaklaşık %50–60 oranında gerileyebilir.
2026 yılı, sektör açısından hem üretim hem de ihracat cephesinde zorlukların artacağı bir dönem olarak öne çıkıyor. Öte yandan diğer ülkelerin de benzer korumacılık önlemlerine yönelmesiyle, küresel çelik pazarındaki kaotik tablo derinleşiyor.
Çin, Rusya ve Uzak Doğu ülkelerine dikkat!
Meksika ve Kanada gibi ülkelerin de benzer önlemler almayı planlaması, dünya çelik piyasalarının büyük bölümünün dış tedariğe kapandığı bir döneme işaret ediyor. Bu durum, ihracat yapamayan yüksek kapasiteli üreticiler — başta Çin, Uzak Doğu ülkeleri ve Rusya — için Türkiye pazarını cazip hale getiriyor.
ABD ve AB kapılarını kapatıyor. Dünyada iki büyük istikrarlı pazar kaldı; ancak bu pazarlar da koruma duvarlarını yükselterek erişimi zorlaştırıyor.
Türkiye ne yapmalı?
Türkiye, ABD ve AB’nin aldığı önlemlere benzer koruma tedbirlerini devreye almalı. Ciddi ithalat artışlarının yaşandığı ülkelere karşı kota uygulanması, kotayı aşan ithalat için ABD ve AB örneklerinde olduğu gibi yüksek vergi getirilmesi, yerli üreticiye nefes aldıracaktır.
Sevgiyle kalın...
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.
